Vajinismus Hastalığı ve Tarihçesi

Vajinismus hastalığının tarihçesi nasıl? Nereye kadar uzanır? Vajinismus eskiden de var mıydı, yoksa yeni mi ortaya çıktı? Bu tür sorular problemi yaşayan pek çok çiftin aklındadır.

Vajinal kaslarda istemsiz kasılma sonucu vajina içerisinde penis, parmak veya tampon girişinin gerçekleşememesi olarak bilinen vajinismus hastalığı günümüzde pek çok çiftin karşı karşıya kaldığı bir problemdir.

Vajinismus tarihçesi

Her ne kadar son zamanlarda karşımıza daha sık çıkmaya başlasa da vajinismus tarihçesi 1500’lü yıllara dayanmaktadır. Kimi zaman tarafımıza yöneltilen “Eskiden yok muydu bu hastalık? Annelerimiz, ninelerimiz ne yapıyordu? Vajinismus yeni moda oldu, bu bir hastalık değil gereksiz bir korku, şımarıklık!” yorumu, vajinismusun yüzyıllardır kapalı kapılar ardında yaşandığı gerçeğini ortaya koymaktadır. Oysaki tıp tarihine baktığımızda aslında uzun yıllar ve hatta yüzyıllardır vajinismusun anlaşılmaya çalışıldığını görmekteyiz.

1547 yılında Salerno Trotula isimli bir hekim, “Kadın Hastalıkları” tezinde şu an vajinismus adını verdiğimiz durumu “bir kadının uyarılmasına rağmen bakire gibi kalmasına neden olacak şekilde vulvasının daralması” olarak ifade etmiştir.

Vajinismus hastalığını tarihte ilk tanımlayan: Sims MJ

Vajinismus hastalığı ve tedavisi bilimsel şekilde ilk olarak 1861 yılında Amerikalı jinekolog “Sims” tarafından tanımlanmıştır ve bu kavram 150 yıldır neredeyse bir değişikliğe uğramamıştır.

Bir hastasını muayene eden bu bilim adamının ilginç gözlemleri bilimsel kayıtlara şu şekilde geçmiştir: “Kadının hikâyesindeki en belirgin şey çeyrek yüzyıldır evli olmasına rağmen hala bakire kalması gerçeğiydi. Bu olguyla ilgili araştırmamda vajinal muayene tümüyle başarısız oldu… Vajina ağzına hafifçe dokunmam çok yoğun tepkiye neden oluyordu. Sinir sistemi büyük bir karmaşa içindeydi; genel bir kas gerginliği vardı. Tüm vücudu aralıklı kaskatı kesiliyor ve titriyordu. Çığlık çığlığa haykırıyor, gözleri çılgın gibi parlıyordu. Yanaklarından gözyaşları süzülürken terör ve can çekişmeyi andıran görünümü çok acınacak haldeydi. Fiziksel acısının tüm bu dış yansımalarına rağmen metanetliydi, muayene sedirinde kalarak çaresiz durumu için bir umut varsa vazgeçmemem için yalvarıyordu. Tüm gücümle birkaç dakika bastırmanın ardından parmağımı vajina içine birkaç saniye sokabildim, ancak ilerlemedi. Vajina içinde büyük bir direnç ve parmağın duyarlılığını azaltan sert bir kasılma vardı. Böylece muayeneyle ancak vajina girişinde aşılması güç bir kasılma olduğunu anladım.” Sims MJ (1861)

Sims vajinismus için “artan fizyolojik uyarılmayla birlikte vajinal sfinkterin spazmodik kasılması” tanımını kullanmıştır ve “araştırmalarıma dayanarak evlilik ilişkisinde her iki eşte de bu kadar büyük bir mutsuzluk yaratan başka bir hastalık bilmiyorum. Ancak bunun kolay, güvenilir ve kesin bir şekilde tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu söyleyebilirim” demiştir. Doktor Sims bu hastaların tedavisi için ilk olarak genital girişteki kas ve sinirlerin ameliyatı sonrası cam genişleticiler kullanılarak yapılacak genişletme (dilatasyon) işlemini önermiştir.

Vajinismusla ilgili ilk yazılarda bu problemin vajinanın boyutundaki bir yetersizlik sonucu ortaya çıktığı belirtilirken; sonraki yıllarda, cinsel ilişki sırasında cinsel uyarı ile beraber vajina boyutlarında, boyunda ve genişliğinde büyüme olduğu ve vajinanın esnek yapısı nedeniyle neredeyse her büyüklükteki penisi içine alabileceği gerçeği keşfedilmiştir. Bu durumun anlaşılması, vajinismus tedavisinde cerrahi yöntemlerin anatomik bir problem olmadıkça gerekmeyeceğini ortaya koymuştur.

Nitekim 1909 yılında Walthard, Sims’in cinsel organlara has olarak nitelendirdiği aşırı duyarlılık kavramını sorgulayarak vajinal kas spazmının, ağrıya karşı duyulan korkunun “fobik bir reaksiyonu” olduğu düşüncesini savunmuştur. Bu nedenle de vajinismus tedavisinde ameliyat ya da genişletme uygulamalarından ziyade, ”cinsel eğitim” ve “psikoterapi” yaklaşımlarının önemli olduğunu vurgulamıştır.

Vajinismus tarihi eskilere dayanır

Yapılan tüm bu araştırmalar aslında vajinismusun çok uzun yıllardır var olduğunu ve temelde yatan sorunu anlayıp çözebilmek için büyük uğraşlar verildiğini göstermiştir. En önemli noktanın ise gereksiz korkulara mahal vermemek için doğru zamanda verilecek cinsel eğitim olduğu anlaşılmıştır.

Vajinismusun sanki son yıllarda ortaya çıkmış bir hastalık gibi algılanmasının en büyük nedeni toplumun tüm kesimlerinde sosyal medya kullanımımın yaygınlaşması ve doğru bilgiye ulaşımın kolaylaşmasıdır. Bu sayede yıllarca bir tek kendisinde böyle bir problem olduğunu düşünerek hayatı kendine zindan eden pek çok kadın bu durumun bir hastalık olduğunu, hastalığın adının vajinismus olduğunu ve vajinismusun “tedavisinin olduğunu” fark etmiştir.

Bugün sahip olduğumuz modern vajinismus tedavi yöntemleri sayesinde de vajinismus tıp tarihine “%100 tedavisi olan bir hastalık” olarak geçecektir.